15 Nisan 2021
Salgın sürecinde binlerce esnaf çek taksidini ödeyemedi. Koronavirüs tedbirleri kapsamında karşılıksız çek mağdurlarına ait cezaların infazı 26 Mart 2020 tarihi itibarıyla durdurulan ve tahliye tarihinden itibaren en geç 1 yıl içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının 10’da birini ödeme zorunluluğu uygulama sona erdi. Ancak yeni bir düzenlenmeye de gidilmedi. Yeniden kapanma kararları alınırken borcunu ödeyemeyen esnaf, yeni bir karşılıksız çek dalgası ile karşı karşıya. Öte yandan karşılıksız çekte dosya sayısı ise 250 bini bulmuş durumda.
Çeki karşılıksız çıkana bir çekten 3 yıl, birkaç çekten toplam 5 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.
BİR TEK TÜRKİYE’DE VADELİ ÖDEME ARACI
Çek tüm dünyada peşin ödeme aracı olarak kullanılıyor ve hapis cezası bulunmuyor. Ülkede 15 Temmuz 2016 tarihinde 5941 sayılı Çek Kanunu’na eklenen ek maddeler ile 2012 yılında kaldırılan “Çekin karşılıksız çıkmasına” verilen hapis cezası geri getirildi.
Ancak geri getirilirken hem çekin vadesinden önce ödenmeyeceği hükmü yasalaştı hem de “karşılıksız çek keşide etme” suç tanımı “Çekin karşılıksız kalmasına sebebiyet verme” olarak değiştirilerek kanunun daha önce tacirin elinden çıkmış ancak ödeme günü gelmemiş çekler için de suç sayılması sağlandı.
KRİZ FATURASI BİZE KESİLDİ
Otomatik kepenk ve otomasyon sektöründe 12 yıl boyunca işletmesi olan Eyüp Kulluk, 2016 yılından itibaren ülkede yaşanan gerek ekonomik gerek siyasi kriz ve seçimlerle bozulan ekonominin faturasının iflas eden esnafa kesildiğini düşünüyor. 2016 yılında itibaren yaşanan ve işletmeleri etkileyen ekonomik ve siyasi olaylar ise durumu özetliyor:
♦ 15 Temmuz’un ardından kurum ve kuruluşlardaki FETÖ araştırması sırasında kamu tarafından ödeme alamayan müteahhit ve tedarikçiler Rus uçağı düşürme krizi arkasından yaşanan dövizdeki artış ve Rusya’ya olan ihracatın durması ile ithalat ve ihracatçının döviz kuru altındaki borçlanmalarındaki ciddi artışlar
♦ Rahip Brunson krizindeki dövizdeki gecelik ciddi artışlar
♦ Kamu ve üniversite hastanelerine tedarik sağlayan medikal firmalarının ödemelerini 2 yılı aşkın süredir alamamaları ve buna karşı devletin fatura tutarları üzerinden yüzde 25 iskontoya zorlanması
♦ Kamuya iş yapan müteahhitlerin ödenek olmaması nedeniyle ödemelerini alamamaları, ödeme yapmayan devletin ihaleye fesih etmemesi. Aynı zamanda ödeme yapmadığı firmalara ihaleyi geciktirdiği her gün için yüklü cezalar kesmesi
Konkordato alan firmalardan alacakları olan küçük ve orta işletmelerin herhangi bir haciz işlemi bile yapamamaları ve alacaklarını hala tahsil edememiş olmaları.
Aynı zamanda yaşanan bu süreçte firmaların senetli ve açık hesap alacaklarını alamaması, bu nedenle de çeklerini ödeyememeleri
Bankaların kredi kaynaklarını istedikleri şekilde kullanmaları ve bu kriz dönemlerinde açık pozisyondaki kredilerin kullanılmasını engellemeleri
♦ Günümüzdeki pandemi süreci
BİR ÇEKE ÜÇ CEZA VERİYORLAR
2016 yılından beri bir krizin içinde olduklarını söyleyen Kulluk, iflas eden esnafın işletme, taşınır taşınmaz mülkleri ile mamül ya da yarı mamül ürünleri icrada haciz yoluyla yok pahasına satıldığına dikkat çekti.
Vadesi gelen çekini zamanında ödeyemeyen esnaf, hem adli para cezasına çarptırılıyor hem alacaklıya ödeme yapıyor hem de icra dosyası için ödeme yapıyor. Örneğin 200 bin TL tutarındaki ödeyemediği çeki için 200 bin TL de adli para cezası kesiliyor. Bu paranın ödememesi halinde ise günlüğü 100 TL üzerinden hapis cezasına çevrileceği 5941 Sayılı Kanunun 5/1 maddesi ile hükmedildi. Hatta 200 bin TL’lik 1 çek için şirkette 3 imza yetkilisi var ise, her bir imza yetkilisine ayrı ayrı 200 bin TL adli para cezasına hükmetti. Başka bir ifadeyle çek tutarı 200 bin TL iken bir anda 600 bin TL adli para cezası ile karşı karşıya bırakıldı.
Bu borç nasıl ödeniyor diyor diye sorduğumuzda cem bey şu yanıtı veriyor: “Belirtmek isterim ki adli para cezası devlete ödenen para cezasıdır. Yani devlet kendisine ödenen adli para cezasını Hazine’ye gelir olarak kaydetmektedir. Alacaklıya bu para içerisinden hiçbir ödeme yapılmadığı gibi Çek Mağdurunun alacaklıya olan borcu tamamen durmaktadır.
Birçok esnaf 2017 yılından itibaren 5 yıl hapis cezası ile aranmaya başladı. Ancak aile ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler kaçak ya da firar etme suretiyle para kazanmaya çalıştılar. Ancak durum gitgide istinaftaki dosyalarında kesinleşmesi ile içinden çıkılmaz bir hal almaya başladı.”
HAPSE GİREN ESNAFIN TEK SUÇU BORÇLU OLMAK
Konunun çokça Meclis gündemine taşındığını belirten Eyüp Kulluk, çözüm için bir adım atılmadığını söylüyor.
Kulluk “26 Mart tarihini dört gözle bekleyen alacaklı avukatları şikâyet dilekçelerini verdi. İcra Mahkemeleri de çok hızlı bir şekilde infazın devamına kararlarını ek kararlar ile verip direk İnfaz Savcılığına dosyaları sevk etmeye başladı. Bir haftaya kadar yüzde 10’luk kısmı ödeyemeyen esnaf için yakalama çıkmaya başlayacak. UYAP’tan baktım alacaklım şikâyetçi olmuş bile her an çağrı kağıdı gelebilir” diyor. Cezaevine giden esnafın ise tek suçu borçlu olması.
PANDEMİDE AYAKTA DURAMADIK
Verilen bir yıllık süreci de düşünmek gerekirse pandemiden dolayı bir açılan, bir kapanan işletmeler ayakta duramıyor iflas ediyor. Kulluk, “Her şeyini kaybetmiş esnaf yüzde 10’u ödemesi bu süreçte zaten beklenemezdi. Ancak nasıl bir mantık var ise krizlerin faturası esnafa kesildi” dedi.
Cezaevinden izinli çıkan bir hükümlünün sigortalı bir işte çalışması, şehirlerarası seyahat edebilmesi, işletme açabilmesi hatta araç kullanması mümkün değil.
HAPİS CEZALARI AFFEDİLSİN
Kulluk, taleplerini ise şöyle sıraladı:
Yapılması gereken çözüm ise bir defaya mahsus olmak üzere verilen adli para cezalarının ortadan kaldırılması, Çek ile ilgili tekrar peşin ödeme aracı tanımına dönülmesi ya da vadeli bir ödeme aracı olarak kullanılması ön görülürse banka teminatlı çeklerin yürürlüğe sokulmasıdır. Ancak her ne olursa olsun çözüm kısa sürede getirilmeyecekse en azından şu ana kadar oluşan sorunlar için bir defalık af verilmesidir. Yanlış anlaşılma olmaması için belirtmek isterim ki kimse borcunun silinmesini talep etmiyor. Hapis cezaları için af talep etmekte.