Tanığın Susturulduğu Cinayet! Savcı İddianamede Sert Sözlerle Anlattı
Diyarbakır’da 15 yaşındaki bir çocuk, halasının eşi olan eski köy korucusu Yüksel Bayrak’ı başından vurarak öldürdü. İlk bakışta aile içi bir kavga gibi görünen olay, savcılığın hazırladığı iddianameyle çok daha farklı bir boyut kazandı.
Cumhuriyet Savcısı Aytaç Eke’nin yürüttüğü soruşturma, Bayrak’ın sıradan bir cinayet kurbanı olmadığını ortaya çıkardı. Bayrak, 24 sanığın yargılandığı büyük bir uyuşturucu davasının en kritik tanıklarından biriydi. Üstelik bu dava dosyasının iddianamesi kabul edilmeden sadece 5 gün önce öldürülmüştü.
Cinayet Gecesi Tuzağa Götürüldü
Olay gecesi Bayrak, eşi ve yeğenleriyle birlikte evine dönüyordu. Ancak bu dönüş, aslında bir tuzağa adım adım ilerlemekti. Halasının eşi olan 15 yaşındaki fail, sessizce arkasına yaklaştı. İlk tetiği çektiğinde silah tutukluk yaptı, ikinci atışta ise kurşun Bayrak’ın başına isabet etti. Cinayet, Bayrak’ın eşinin gözleri önünde işlendi.
“Halama Kötü Davrandı” Savunması
Gözaltına alınan 15 yaşındaki çocuk, polise verdiği ifadede “Halama kötü davrandığı için öldürdüm” dedi. Ancak savcılık bu gerekçeyi ikna edici bulmadı. Soruşturma, olayın arkasında daha geniş ve organize bir yapı olabileceği şüphesiyle derinleştirildi.
53 Sayfalık İddianame ve Çarpıcı Tespit
Savcı Eke’nin hazırladığı 53 sayfalık iddianamede, cinayetle ilgili 10 kişinin tutuklandığı ve azmettiricilere de ulaşıldığı bilgisi yer aldı. İddianamenin 41. sayfasında ise savcı şu dikkat çekici ifadeyi kullandı:
> “Bir insanı susturmak, sadece sesini değil; tanıklığını, geçmişini ve geleceğe dair anlatacaklarını da yok etmektir.”
Savcı, cinayetin asıl amacının, Bayrak’ın mahkemede vereceği ifadeyi engellemek, uyuşturucu davasındaki dengeleri değiştirmek ve korku iklimi yaratmak olduğunu vurguladı.
Bu dava, yalnızca bir cinayet dosyası değil; tanıkların susturulduğu, adaletin önüne set çekilmeye çalışıldığı karanlık bir hesaplaşma olarak yargı tarihine geçecek gibi görünüyor.
